Günlerden Pazar ve seçim günüydü akşam 7:00 de Cuenca’ya vardım varmasına ama ıslak ve yorgundum. Geçen sene kaldığım oteli buldum ama seçime gittikleri için kapı duvar. Birileri dış kapıyı açık unutmuş ben de en azından içerdeki holde bekledim bir saatin sonunda eh deyip doğru duşa girdim. Sahipleri hemen karşı binada oturduğundan yine bir bakayım yoklarsa kapalı teras balkonunda yatarım bu gece kafasıyla dışarı çıktım. Sahipleri gelmiş, kısmet deyip ödemeyi yapıp doğru yatağıma uzandım.
Cuenca sanırım Ekvator’da en sevdiğim şehirlerden birisi. Dolayısıyla bir kaç gün kalıp dinlenmeye karar verdim. Ersin bu arada yolda epey hastalanmıştı. Şimdi iyi hissetmesine rağmen önümüzdeki zor yola çıkmadan dinlenmekte fayda vardı. Bizde şehri dolaşıp bol bol fotoğraf çektik.
Cuenca Katedrali’nden kareler
Müzeden kareler
Cuenca’da olup da graffiti fotoğrafı çekmeden dönülmez :)
Ersin de başka bir hosteldeydi hem de bahçeli filan. Yola çıkmadan bir gece önce ben de oraya geçtim sabah Cuchu çatı arasına girdi çıkmak bilmez neyse sonunda mutfağın tavanında boy gösterince yakalandı. Cuenca’dan sonra izlediğimiz rota Cumbe – La Paz – Oña – Saraguro – Santiago – Loja ve nihayetinde Vilcabamba’ya vardık.
Santiago’da kalmamıza izin vedikleri lokanta ve mükemmel manzarası
Burada bizim Kolombiyalı dostlarımızla tekrar buluştuk. Yetmedi bir de meydanda böyle bisikletlerle duruyoruz bir çift geldi selamlaştık konuşurken kadın türk çıkmasın mı! Sarıldık filan şaşırdık ‘aa’ dedi ‘burada lokanta var, türk lokantası ben sizi iskendere götüreyim’ dedi. Valla kaç yıllık vejeteryanım bir anda gözümün önünden böyle bol tereyağlı iskender geçmedi değil. Ersin ile koşturduk İskender yokmuş ama Katre ile tanıştık sonra biz meydan da muhabbete devam ederken İskender de geldi. Bir anda Vilcabamba meydanında 5 türk bir aradaydık. Dünya minicik bir yer. Akşam ilerleyince de şehrin az biraz dışındaki parka gidip kampımızı attık. Aslında sarhoşların, bağımlıların ve seks yapacak yeri olmayanların takıldığı bir yer ama dört kişi olunca insan biraz daha güvende hissediyor kendini.
Asıl zorluk bundan sonra başlamaktaydı kah asfalt kah toprak yoldan gidecektik. Rampaların derecesine bakmak bile istemezsiniz.