Nerede kalmıştık! hah, Honduras’ta sınırda ATM olmadığından manyak gibi gerisin geriye san Marcos’a gidip para çekip sınırı geçtik. Şöyle tehlikeli, böyle korkuç dedikleri El Salvador ve Honduras geride kalmıştı. Süper korku vol III Nikaragua’daydık.
Somoto şehri sınıra en yakın şehir, kanyonu ile ünlü bu şehirde yine itfaiyenin kapısını çaldık. Uzun yol bisikletçilerine alışık itfaiyeciler bizi kırmadı. İki gün Somoto şehrinde kaldık. Mike’ın bisiklet zincirini ve arka vites grubunu temizlemesi gerekiyordu.
Hemen her itfaiye istasyonunda mutlaka bir iki hayvan oluyor. Kah kedi, kah köpek derken bu sefer de karşımıza papağan çıktı.
Bisiklet temizliği, yeni ülkeye adaptasyon derken zaman su gibi aktı.
Somoto’dan Esteli’ye doğru yola koyulduk. Nikaragua, Küba’dan sonra purosuyla ünlü bir ülke. Esteli’de bu işin merkezi. Tam bir tütün hastası olan Mike için ise bir cennet.
Somoto – Esteli arası yol manzaraları
Esteli’de oldukça büyük bir şehir. Varır varmaz yine ilk durağımız itfaiye :) Bu sefer bize ait kocaman bir garajda kaldık.
Yaklaşık bir saattir bizi şelaleye götüren gönüllü itfaiye erinin ismini hatırlamaya çalışıyorum. Günlük tuttum tutmasına, hemen herkesin ismini, nerede kaç gün/gece kaldığımızı her şeyi yazıyorum ama tam olarak hangi günlüğe yazmışım onu da bulamadım. Yolculuğun en güzel ve en hain kısmı bu sanırım. Zihnin ihaneti. Bir dolu insan ile ahbap olmak bir o kadar yer tanımak ve zamanla isimlerin hafızandan birer birer uçup gitmesi.
Biz işte yarın yola çıkarız filan derken itfaiye takımı yok bugün pazar var, yarın festival var diye diye bizi durdurunca Esteli’de de beş gün kaldık.
Tütün üretim alanlarına gidip tohum sorduk soruşturduk ama şansımız yaver gitmedi, elimiz boş kaldı.
İtfaiye istasyonuna geri dönecekken bir puro fabrikasının önünden geçtiğimizi farkedip rica minnet içeri girdik. Bizi içeri alan şef fotoğraf çekmeme izin verdiği gibi adam başı da ikişer puro hediye etti.
Tütün yapraklarının anavatanı Küba tabii ki. 1959 yılında büyük puro devleri Küba’yı terk edip, tütün yetiştirecek ve puro saracak yeni ülke olarak Nikaragua’yı seçmişler. Burada zaten tütün yetiştiriliyormuş ancak hep sigara tütünü, puro tütünü hiç denenmemiş. 1979 Somoza hükümeti Sandinistalara yenik düşünce puro üretimi yine darbe yemiş. Sandinista rejimi çekilince yeniden üretime geçilmiş ancak bu sefer de 1998 yılında Mitch Kasırgası kesintisiz süren yağmuruyla neredeyse ülkeyi yerle bir etmiş. Üreticiler yılmadan baştan başlamışlar. Şu anda Esteli’de üretilen purolar dünya çapında tanınıyor ve biliniyor.
Esteli gece sokak manzaraları
Festival günü itfaiye her zamanki rutin temizliğini daha da özenli yaparak başladı. Yine ambulans arkasındayım çok şükür bu sefer sadece yolcuyum :)
Okul bandoları ve dans ekipleri tüm hünerlerini sergilediler
Çin, Meksika ve Nikaragua mutfağından oluşan yemek çadırları ve sanırım dünyanın her yerinde bulunan elmaşekeri :)
Askersiz geçit töreni düşünülemez tabii ki :/ Her ne kadar Sandinist rejimden çıkmış olsa da ülkede hala geniş bir taraftarı var. Ülke politikasını inceleyebilecek kadar çok vakit geçiremedim maalesef (vaktimin çoğu hasta yatağında geçti genelde)
Festivalden manzaralar
kendime notlar – devrimci de olsan kadınsan yine ikinci sınıfsın; erkek devrimcilerin künyeleri ön yüzdeyken kadınlarınki arka yüzdeydi.
İtfaiyenin festivale katılanlara hazırladığı araç kazası ve kurtarma operasyonu şovu seyircilere su sıkmalarıyla son buldu.
Esteli sokak manzaraları
Az sabır, tembel gezgin yazarınız iki yazıyla Nicaragua’yı bitirip hoop Kosta Rica ve Panama’yı yazacak sonra hoop Kolombiya ve hoop Venezuela derken günceli yakalayacak. Böylece yazılarda yerine göre komikli şakalı ve ciddi olup TRT 2 belgesel havasından kurtulacak (bu araya inanan arkadaşlardan üç kulhu bir elham alıyoruz)
Puro fabrikasının çömert şefine, itfaiye istasyonun gönlü yardımsever insanlarına saygılar… Pedalına kuvvet, tekerine taş değmesin, rüzgar hep arkanda olsun :)
ooo dua gibi olmuş valla :) amin diyeyim